GEZİNTİ.COM UYGULAMASI HAKKINDA

TTNET’in bir uygulaması olan “Gezinti.com” diye bir vakıa var. Çok kısaca özetlemek gerekirse, bu servisi kabul ettiğinizde internette gezmiş olduğunuz sayfalar ilgili servis tarafından tutuluyor ve bu bilgiler TTNET’e gönderiliyor ve sonrasında size özel reklamlar karşınıza çıkmaya başlıyor.

Kişiye özel pazarlama uygulamaları açısından takdir edilebilecek bir uygulama. Yani sizin ilgi alanınızı tespit edip ona yönelik reklamlar vermek. Pazarlama açısından altın bir proje olabilir.

Fakat benim vurgulamak istediğim ise bu hizmetin pazarlama metodu.

Geçenlerde bir haber sitesinde dolaşırken, haberi tıkladığımda karşıma gezinti.com uygulamasının sayfası çıktı. Bana güya bu hizmete üye olup olmayacağım sorulmuş.

İşte burada yapılan iş beni rahatsız etti. Nedir beni rahatsız eden.

Sayfada size gezinti.com un ne olduğu anlatılıyor, sonrasında da bu siteye üye olup olmak istemediğimiz soruluyor. Fakat siteyi tasarlayanlar kendilerince çok uyanık bir iş yapmışlar. Nedir  o?

Sayfanın tamamı gri tonla yapılmış ki gri ton siliklik ifade eder, algıda seçicilik gereği az dikkat çeken bir renktir. Bütün bilgiler verilmiş. Hepsi gri tonda.  Sonunda iki seçenek sorulmuş “ Hayır” ve “ evet seçenekleri”. “Hayır” deyince servisi istemediğimiz anlaşılıyor. “Evet”  deyince servisi istemiş oluyoruz.

Şimdi gelelim kilit soruya.

“Sizce hayır butonu hangi renk? Evet butonu hangi renk?”

Cevabı söyleyeyim.

Hayır butonu gri renk, evet butonu ise yeşil değil, yem yeşil.

Yapmayın be. Bari insanlara gerçekten seçme hakkı verin. İkisini de yeşil yapın  da, bırakın objektif bir şekilde hangisini istiyorsa onu seçsin.

Ama sizi de anlıyorum. Bu işi yaptırdığınız ajans veya işi yapan kişiler size dedi ki, “ Evet butonu yeşil olsun, hayır gri. İnsanlar algıda  seçicilik gereği yeşile tıklarlar”.

Ben bu tavrı insan zekasına hakaret kabul ediyorum. Düşünen birisi olarak da beni çok rahatsız etti.

Bir de ikinci bir rahatsızlık hususunu belirtmeliyim. Aynı haber sitesinde daha önce “Hayır” butonuna bastığım halde belli süre sonra tekrar karşıma gezinti.com katılım  sayfası çıktı.

Burada ne yapılmaya çalışılıyor. Benim bıktırma politikası ile kabul ettirme dediğim ikna yolu deneniyor.

Kullanıcının karşısına istememesine rağmen aynı uyarıyı defalarca verirsek, belki bıkkınlıkla daha fazla  karşıma sayfa gelmesin diye Evet butonuna basar diye düşünülmüş.

Bir de Evet butonuna açıklama olarak “ücretsiz” diye yazmışlar. Ücretsiz yazarsak insanlar kabul eder diye. Yahu böyle bir hizmette ücret söz konusu olacaksa senin müşteriye para vermen lazım sana özel reklam yollayacağım, senin sitelerini takip edeceğim, bunun karşılığında al şu kadar para demen lazım.

Vallahi benim karşıma  bu uyarı 3 kez çıktı, üçünde de hayır dedim. Daha ne kadar karşıma çıkar bilmiyorum ama hep de hayır demeye devam edeceğim.

Çünkü benim gezdiğim internet sitelerinin reklam bahanesi ile kayıt altına alınması her ne kadar kimlik bilgilerimin tutulmadığı iddia edilse de, mahremiyet ve kişilik haklarıma bir saldırı olarak görüyorum. Bu sebeple gezinti.com gibi hizmetlere her zaman karşı olmaya devam edeceğim.

TTNET yetkililerine de tavsiyem bir diğer yazımda söylediğim özlü söz olacak :

“  Fazla naz aşık usandırır, fazla arama müşteri bıktırır”.

Yani altın kural şu, müşteri bir hizmete hayır dediğinde bunun cevabı hayırdır. Daha fazla ısrarcı olma, çaktırmadan onu ikna etme yoluna gitmemeli.

Müşteriyi markadan soğutursun.

BİR ÇAĞRI MERKEZİ HİKAYESİ

Birazdan aktaracağım hikaye  “Fazla aşık naz usandırdığı gibi, fazla arama da müşteri bıktırır” kuralının uygulamalı örneği. ( Böyle bir kuralı bir yerde okumadım ben söyledim. Ama güzel olduğu kanaatindeyim)

Ben de bir çok internet kullanıcısı ile aynı kaderi paylaşıp TTNET servi sağlayıcılarından internet desteği alıyorum. Eskiden Superonline adlı bir servis sağlayıcısı vardı, en azından internet hususunda alternatifler vardı. Fakat şu an gelinen noktada TTNET daha önce PTT döneminden hemen hemen her hanede olan telefon hattı avantajı ve altyapı ve devlet kurumu olma avantajını  kullnarak şu an tekel oldular. Çok da ciddi kar ediyorlar. Karlarında gözüm yok. Ama hizmet konusunda bazı şikayetlerimi de buradan aktarmak zorundayım.

Bundan yaklaşık 1 ay öncedir, önce ev telefonum çalıyor 440375 ( TTNET Çağrı Merkezi numarası). Biz açmamıza rağmen ısrarla çalıyor. Açmayınca vazgeçip cep telefon numaramı arıyorlar. Yine 440375. Ben de müsait olmadığım için açmıyorum. Aradan bir iki gün geçmeden aynı durum tekrar ediyor. En sonunda dayanamadım. 440375’i ben aradım. Müşteri temsilcisine beni niçin ısrarla aradıklarını sordum. Cevap kampanyalarımız hakkında bilgilendirmek için aradık diyorlar. Bundan sonra aramızda geçen konuşmayı kısaca aktarayım. ( Konuşma kelimesi kelimesine aynı olmayabilir, ancak içerik aşağı yukarı bu şekildedir.)

TTNET Çağrı Merkezi Görevlisi : Efendim talebinizi alabilir miyim?

Ben : Lütfen beni evden veya cepten hiçbir şekilde aramayınız. Rahatsız oluyorum. Aramalarınız taciz boyutuna vardı, yapmayın.

TTNET Çağrı Merkezi Görevlisi : Efendim sizi hiç aramayalım mı ? Yoksa kampanya, indirim vb hakkında bilgi sahibi olmak istermisiniz?

Ben : Bakın hanımefendi, aramayın dediğimde cevabı hiç mi aramayalım olmasın.                                     (  Bu şuna benziyor. Biz şey var mı diye sorulduğunda yok cevabı verene hiç mi yok dersiniz ya. Heh aynı şey. )

Beni TTNET’ten hiçbir gerekçe ile indirim dahi olsa, 1 ‘e basın size bedava internet bağlayacağız demek için dahi aramayın. Yeterince açık mı ?

TTNET Çağrı Merkezi Görevlisi : Peki efendim. Ben şikayetinizi alıyorum. Bundan sonra aranmayacaksınız.

Buraya kadar çok makul, ben de zannettim ki artık aranmayacağım.

Olaydan birkaç gün sonra telefonumda yine çağrı 440375. Alllah Allah, hayırdır. Anlaşmıştık biz sizinle dedim, açtım telefonu.

Müşteri temsilcisi “Müsaitseniz kampanyalarla ilgili” dedi. Ben araya girdim. Daha önce geçen konuşmamın aynısını yapıp, hiç müsait değilim, bu numara aradığında da hiçbir zaman müsait olmayacağım. Artık lütfen beni aramayın dedim.

Bu kişi de peki efendim şikayetinizi not aldım dedi.

Allah var o günden beri aranmadım.

Fakat her an tekrar aranacağım korkusunu yaşıyorum :) Kabus gibi.

Buradan söylemek istediğim şey şu, bir marka olarak kampanyalarından bahsetmek istiyor olabilirsin. Tanıtımını yapmak istiyor olabilirsin. En doğal hakkındır. Ancak bunu taciz boyutuna vardırmamalısın. Aksi takdirde müşteriyi kendinden yani markandan bıktırırsın. Biz telefonda bizi rahatsız edenlere ki halk dilinde bu kişilere “telefon sapığı”  da denilir. Ne deriz? Polis bey, şu numara sürekli beni arıyor, rahatsız ediyor. Yani bunun bir taciz olduğunu belirtiriz. İşte sen de beni tekrar tekrar ararsan sen de beni rahatsız etmiş oluyorsun.

Dolayısı ile TTNET’e tavsiyem müşterileri kendinden bıktırmak istemiyorsa, müşterilerini bu kadar sık aramasın. Hem çok sıklıkla yapılan bir işin değeri de kalmaz. Sıradanlaşır.

Bu yazımı bir müşteri deneyimi, müşteri şikayeti olarak alabilirler. Ben olsam bu yazıda haklılık payı olduğunu düşünür ve TTNET çağrı merkezi aramaları hususunda yeni bir politikaya geçerdim.