Aristoteles’ten Aklımda Kalanlar

Değerli okuyucu, bu yazımda sizlere Aristoteles’in hep okumak istediğim “Retorik” adlı eserini  nihayet okuduktan  sonra aklımda kalan bazı söylemlerini sizinle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle kısaca Aristoteles hakkında bilgi verelim ardından alıntılarımı sizinle paylaşayım.

Aristoteles İ.Ö 384’te Stagiros’ta ( Makedonya) doğdu. İ.Ö 322’de Euripos boğazı yakınındaki Khalkis’te öldü. Antik Yunan felsefesinin en önemli isimlerindendir. Akılcı yaklaşımı ve bilimsel görüşleriyle, felsefede gerçekçiliğin “babası” ve mantık biliminin öncüsü olarak kabul edilir.

Aristoteles’in başlıca yapıtları: Fizik, Doğa Üzerine Küçük Yazılar, Büyük Etik.

Türkçe’ye çevrilmiş eserleri: Metafizik, Poetika, Politika, Retorik.

***

“İyi insanlara ötekilerden daha tam ve kolay bir şekilde inanırız.: sorun ne olursa olsun bu  genellikle doğrudur, tam bir kesinlik olanaksızsa ve fikirler bölünmüşse mutlak olarak doğrudur.” Aristoteles

***

” Bazı yazarların retorik üzerine kitaplarında varsaydıkları gibi, konuşmacının gösterdiği kişisel iyiliğin onun inandırma gücüne hiçbir şey katmadığı doğru değildir; tersine karakterinin, sahip olduğu en etkili inandırma yolu olduğunu söyleyebiliriz?” Aristoteles

***

“Yasaya aykırı, bilerek isteyerek yaptığımız zararlı ve kötü işlerin nedenleri 1. kusur 2. kendini kontrol noksanlığıdır. Çünkü bir insanın başkalarına karşı yaptığı şeyler, o insanın sahip olduğu kötü nitelik ya da niteliklere denk düşer”.
Aritoteles

***

“Hırslı insan onur adına kötülük işler, tez canlı insan öfkeden, zafer tutkunu zafer adına, gücenik insan öç aşkıyla, aptal insan doğru ve yanlışın ne olduğu hakkında yanlış yönlendirildiği için, utanmaz insansa insanların kendisi hakkında ne düşüneceğine aldırmadığı için kötülük işler, geriye kalanlar için de aynı şey- bir insanın başkalarına karşı işlediği kötülük onun belli karakter hatalarına denk düşer” Aristoteles

***

“Bir insanın başkalarına karşı işlediği kötülük onun belli karakter hatalarına denk düşer.” Aristoteles

***

“Gençlerin sert karakterli ve güçlü bedensel arzulara sahip olacağı açık gerçek, yine de , gençlikten değil, öfke ve bedensel arzudan dolayı böyle hareket ederler”.  Aristoteles

***

“Bütün öç alma eylemleri hırsa ve öfkeye bağlıdır.
Öç alma ve cezalandırma farklı şeylerdir.
Cezalandırma, cezalandırılan kişinin iyiliği için yapılır; öç almaysa cezalandıran kişinin iyiliği için onun duygularını temin etmek için” Aristoteles

***

“Güç bakımından bizim çok üstümüzde olan kimselere nispeten daha az kızarız yada hiç kızmayız” . Aristoteles

***

“Sevilmek de hoştur, çünkü bu da sizi kendinize, iyiliğin, duyarlığı olan her varlığın sahip olma arzusu duyduğu bir şeyin sahibi gibi gösterir: sevilmek, insanın kendi kişisel niteliklerinden dolayı değerlendirilmesi demektir”. Aristoteles

***

“Hepimiz kendimize düşkün olduğumuz için, bundan kendimizin olan şeyin hepimize hoş geleceği sonucu çıkar, kendi yaptıklarımız, ettiklerimiz ve kendi sözlerimiz gibi.

İşte bunun içindir ki, genellikle dalkavuklarımıza(aşıklarımıza) düşkünüzdür, çocuklarımıza da düşkünüzdür, çünkü onlar bizim kendi eserimizdir.” Aristoteles

***

“Öfke, bir insanın kendisiyle yada arkadaşlarıyla ilgili şeye haksız yere yöneltilmiş apaçık bir saygısızlıktan dolayı apaçık bir öç almaya, acı eşliğinde bir dürtü olarak tanımlanabilir”. Aristoteles

***

“Üç tür küçümseme vardır: Hor görme, garez, küstahlık” Aristoteles

***

” Küstahlık bir tür küçümsemedir, çünkü size bir şey olabilsin yada size bir şey olduğu için değil de, sırf getireceği zevk için kurbanda utanç duygusuna neden olacak şeyler yapmayı yada söylemeyi içerir.

Küstah insanın aldığı bu zevkin nedeni, başkalarına kötü davranırken kendini onların çok üstünde düşünmesidir. Gençler ve zenginler işte bunun için küstahtır, küstahlık gösterdikleri zaman kendilerini üstün görürler” Aristoteles

***

“Hastalık, yoksulluk, aşk, susuzluk yada doyurulmamış başka arzular nedeniyle üzülen, acı çeken insanlar öfkelenmeye hazırdırlar, kolaylıkla tahrik olurlar: özellikle de içinde bulundukları sıkıntılı durumu küçümseyenlere karşı.

Yani hastalığına aldırılmayan bir hasta, yoksulluğuna aldırılmayan bir yoksul, verdiği savaşa aldırılmayan bir insan, aşkına aldırılmayan bir aşık.” Aristoteles

***

“Uğradığımız talihsizliklere sevinen yada talihsizliklerimiz karşısında keyiflerini bozmayanlara kızarız çünkü bu ya bizden nefret ettiklerini yada bizi küçümsediklerini gösterir. Bir de bize verdikleri acıya kayıtsız kalanlara: kötü haber getirenlere kızmamızın nedeni budur” Aristoteles

***

“Beş sınıf insan karşısında bizi küçük düşürenlere kızarız:
1. Rakiplerimiz
2. Hayranlık duyduğumuz kimseler
3. Bize hayranlık duymasını beklediğimiz kişiler
4. Büyük saygı duyduğumuz kimseler
5. Bize büyük saygı duyan kimseler;
herhangi biri bu kişiler önünde bizi küçük düşürürse özellikle kızarız.” Aristoteles

***

“İyiliğe karşılık vermeyenlere kızarız, çünkü böyle bir küçümseme haklı görülemez” Aristoteles

***

Unutmak ve Doğurduğu Öfke Üzerine

“Unutkanlık da öfke doğurur, örneğin, önemsiz bir şey de olsa adımız unutulduğunda olduğu gibi; çünkü unutkanlık, küçümsendiğimizin bir başka belirtisi gibi gelir; önem vermemek yüzündendir, önem vermemekse bizi küçümsemektir”
Aristoteles

** *

“Dostluğa neden olan şey şunlardır:
1. iyilik yapmak,
2. bunu istenmeden yapmak,
3. yapıldığında bunu açığa vurmamak ( bu da başka herhangi bir nedenle değil de kendimiz için yapıldığını gösterir bunların )”

Aristoteles

***

“Haksız yere güç ve kuvvet sahibi olmak tehlikelidir, çünkü adaletsiz insanı adaletsiz yapan şey , onun kötülük yapma niyetidir” Aristoteles

 

***

“Rakibimiz olanlardan korkarız, her ikimiz de o şeye aynı zamanda sahip olamayacağımız için korkuya neden olurlar bizde; çünkü bu tür insanlarla her zaman savaştayızdır”
Aristoteles

***

“İnsanları yüzlerine karşı övmek, bir insanın iyi tarafını abartılı şekilde övüp zayıf taraflarını olmadık anlamlar vererek yüceltmek, beraberken üzüntülerine aşırı yakınlık göstermek ve buna benzer şeyler, bütün bunlar dalkavukluğun belirtileridir.” Aristoteles

***

“Acıma hissi duyabilmek için en azından bazı kişilerin iyiliğine inanmamız gerekir. Hiç kimsenin iyi olmadığın düşünürseniz, herkesin kötü yazgıya layık olduğuna inanırsınız.”

Aristoteles

***

Aristoteles’in Gençler İle İlgili Tespitleri

  1. Genç insanların güçlü tutkuları vardır ve bunları hiç ayrım gözetmeksizin doyurmak isterler.
  2. Arzularında değişken ve maymun iştahlıdırlar, bunlar devam ettiği sürece şiddetlidir, fakat kolayca geçer, dürtüleri canlı fakat köklü değildir, hastaların açlık ve susuzluk nöbetlerine benzerler.
  3. Sert huyludurlar, öfkeleri burunlarındadır, öfkelerini dizginleyemezler; kötü huy onlara çoğu kez üstün gelir, çünkü onurları yüzünden küçümsenmeye dayanamazlar ve kendilerine haksız davranıldığını düşündüklerinde hiddetlenirler.
  4. Birçok kötülüğe henüz tanık olmadıkları için her şeyin kötü yanından çok iyi yanına bakarlar. Henüz çok sık aldatılmadıkları için başkalarına kolayca güvenirler.
  5. Yaşamları anılarla değil, daha çok beklentilerle geçer; çünkü beklenti geleceği gösterir, anıysa geçmişi.
  6. Mahçupturlar, içinde yetiştikleri toplumun kurallarını benimserler ve herhangi bir başka onur ölçüsüne henüz inanmamamktadırlar.
  7. Yaşamın tokadını henüz yemedikleri ve zorunlu sınırlamalarını henüz öğrenmedikleri için görkemli yüce tasarıları vardır.
  8. Bütün hatları her şeyi aşırı ve ateşli bir biçimde yapmalarındandır.
  9. Her şeyi bildiklerini sanırlar, bu konuda her zaman oldukça emindirler kendlerinden, aslında bu nedenle her şeyi gereğinden fazla yaparlar.
  10. Eğlenceye düşkündürler, bu yüzden de hazırcevaptırlar, hazırcevaplık da terbiyeli küstahlıktır zaten.

Aristoteles

Sır Üzerine

Aşkname’den İskender Pala’nı sır olma üzerine çok güzel sözü :

“Sır olan paylaşılmaz; paylaşılan da sır olmaktan çıkar. Hem paylaşmak, hakikatte sadakatsizliktir, emanete hıyanet sayılır. Gökkubbenin altında öyle şeyler vardır ki bir kişi bildi mi, bir daha hiç kimse bilmemek gerektir.” İskender PALA ,  Aşkname,  Sayfa 4.

Söz Söyleme Üzerine

Dostluk gereklerinden biri , evi boşaltman veya ev sahibiyle uzlaşmandır.
Sana  yönelmesini istiyorsan, dinleyicinin mizacına göre anlat.
Mecnunla oturan akıllı kişinin, Leyla’yı anmaktan başka bir şey yapmaması gerekir.

Şeyh Sadi Şirazi, Gülistan, Birlikte Yaşama Adabı Bölümü’nden

Gülistan’dan bir söz

Kuş  başka kuşu tutsak görünce yeme doğru gitmez.
Başkaları seninkinden öğüt almadan, sen başkasının musibetlerinden öğüt al.
Şeyh  Sadi Şirazi , Gülistan